Lost’da ilk kez Lost 2. sezonda karşımıza çıkan Desmond karakteri kısa sürede en sevdiğimiz karakterlerden biri oldu, ilginç aksanı ve en önemlisi o ilginç aksanıyla herkese ”Brother” demesi onun sevilmesini kolaylaştırdı. Abi, kardeş, birader gibi sıfatları bize özgü sanırdık hep, bir Amerikan dizisindeki İskoç karakter bizim gibi konuşuyordu, her yeni bölümde Desmond “bradha” dese diye bekler olduk. 3. sezon 8. bölümde Desmond karakteri tavan yaptı, hatta bu bölüm Lost’daki en iyi bölüm olarak gösterildi. Desmond bu kadar popüler olunca Henry Ian Cusick’in Lost Magazin Mart sayısına verdiği röportajı Türkçe’ye çevirip yayınlamak zorunlu oldu.

Bize 3. sezon Lost bölümlerine nasıl başladığınızdan bahsedin.

Damen Lindelof ve Carlton Cuse beni çağırdıklarında, bölümlerimi bitirmiş Brian Cox’s ta kalıyordum. Carlton’ın “Geri gelseydin nasıl hissederdin?” dediği bir konuşma yaptığımızı hatırlıyorum. Dedim ki, “Çok sevinirim!” Gerçekten de öyleydi. Olay örgüleri devam ettikçe herhangi bir aktörün herhangi bir girdisi, emeği oldu mu bilmiyorum, ama benim kesinlikle olmadı. Benim için yazdıkları şey benim tahmin edebileceğim herhangi bir şeyden çok daha iyiydi. Sadece metni aldım ve işte bu!

Bütün kazazedeler gerçek hayatlarından daha çok sıkıntı çekiyor gibiler…

Bence Desmond muhtemelen çoğundan daha zor elde etti ve bunu kendi kendine yapmıyor. Orada bitirmek, 3 yıl bölmede (hatch’de) saplanıp kalmış olmak ve çıkacak gücü olmamak – Desmond bir hayli başıboş durumdaydı.

Desmond vaktinin büyük bir kısmını Locke ile harcıyor. Neden bu ikili bir araya getirildi?

Öncelikle Terry O’Quinn ile çalışmaktan gerçekten çok keyif alıyorum. O muhteşem bir oyuncu ve beraber takılacak hoş bir adam. Ekranda iyi bir kimyamız var ve ortaklığınıda beğeniyorum. Bunların ötesinde karakterler, çeşitli tinsel yerlerden geliyorlar. Onlar aynı zamanda kaderin de karakterleri. John Locke kaderini kaybetti ama geri de aldı ve Desmond bir düğmeye sualsiz basıyor. Her yapılanın kendisine açıklanması gereken ve tümünün tamamen tersi olan Jack dışında hepsi inanç yerinden geliyorlar.

Henry Ian Cusick ayrıca 24’te de konuk oyuncu olarak boy gösterdi ve çılgın bir deneyimi oldu…

“İşi sevdim ama oldukça zorlayıcıydı. İş hakkında çok geç bilgi edindim. Hepsi aniden oldu. Uçaktaydım! Yapıyordum ama mevcut değildim! – başka bir zaman aralığındaydım, biraz yorgun, ve çok hızlı devam etti. Sonra, İngiltere’de evimdeydim ve ardından başka bir gün için tekrar uçmak zorunda kaldım.”

Henry Ian Cusick, Live Together, Die Alone’nun altüst olmuş yelkenli sahnesini anlatıyor!

“Hepsi rıhtımda çekildi. Denizdeydim ve doğal olarak biri gemi direğinin tepesine bir ip bağlamıştı ve botu itiyordu. Su benim üzerimden iki vinçle boşaltılıyordu ve dolayısıyla çok kontrollü, çok güvenli ve siz onu yaparken çok travmatik görünüyordu. Sadece akşamın geç saati, ıslak, ve biraz soğuktu. Bu tip işleri yapmaktan gerçekten çok keyif alıyorum. Flashback bölüm için de bir kısım tasarılarım var.”

Desmond ve Jack arasında daha fazla etkileşim görecek miyiz?

Öyle olacağını düşünmüyorum. Jack adanın diğer ucunda. Desmond şu anda Charlie ve Claire ile takılıyor.

Desmond’ın sahneleri oldukça ciddi. Hurley ve çıplak Desmonda arasındaki endişesiz anı daha mı çok sevdiniz?

Benim Desmond karakteri ile beraber mutsuz olduğum herhangi bir sahne yoktu. Şu anda bana verilen hikayeden ve endişesizlikten çok memnunum. Bu harika!

Şu anda ortada Desmond’ın yakın geçmişini içeren bir bölüm olduğu konusunda büyük bir söylenti var…

Gerçekten mi? Diğer bölümlerde oluğu gibi ”I Do” dada heyecanlandım. Onu okudum ve elimden bırakamadım. O bölüm en sevdiğim bölümdü!

Tiyatroda bir geçmişiniz var, ve Amerikan televizyonu tamamen ayrı bir diğer alanınız. Bu geçiş nasıldı?

İlk bölümümü yaptığımda, her şeyin kendiliğinden akıp gittiği işlerden biriydi – sadece uymaya çalıştım. Bunu oldukça erken hissettim. “Bunu sevdim. Beraber çalıştığım insanlarla işi götürüyorum” diye düşündüm. Belki de İngiltere’de bana uygun bir iş bulmakta zorlandım. Şu anda giydiğim elbiseyi seviyorum.

Emmy geçen yıl size bir adaylık verdi. Bu nasıl bir his yarattı?

İlk duyduğumda ondan kimseye bahsetmedim. İngiltere’de para almadan bir film yapıyorum. Bir gece cinayetini filme alıyordum. Islanıyordum ve donuyordum. Sonra sadece düşündüm “ Hey sadece bir Emmy için aday gösterildim!” ama eşimden başka kimseye söylemedim. ABD’de değildim. Dolayısıyla biraz gerçeküstü göründü.

Rolünüz Desmond karakteri nedeniyle daha fazla tanınıyor musunuz?

Hayır, öyle olduğunu düşünmüyorum. İngiltere’de değil, hayır. Bu iyi bir şey. Önemsemiyorum. Bazen Hawaii sokaklarında tanınıyorum ve insanlar “ Hey Desmond” diyorlar, budur!

Bu sezondaki merakınızı hangi ada gizemleri gücendirdi?

Dört parmak heykeli hakkında bilgi edinmek istiyorum! Jack’i dışarı çıkarıp çıkarmayacağımızı bilmek istiyorum. Desmond Penny ile tekrar buluşur mu çünkü bir çözüm yolu olmak zorunda. Kadronun ve aynı ölçüde izleyicilerin cevabını bulmak istediği çok sayıda cevapsız bırakılmış soru